3 Ocak 2018 Çarşamba

Sharm El Sheike - Kahire -Kudüs..


Aslında Mısır a değil Kudüs e gitmek istiyorduk. En uygun gidiş Mısır üzerinden olduğunu kanatine vardık. Mısır dan tur ile Kudüs/Jerusalem e geçerek günü birlik yada bir gece konaklamalı olabilir diye düşündük. Kudüs dönüşü Kahire ye de gitme olanağımız vardı. Oraya da otobüs ile sabah erkenden gider bi gün Kahire de kalır ordan geri döneriz diye planladık.

Malesef herşey planladığımız gibi olmadı.  Sharem El Shake e otelimize yerleştimizin ertsi günü seyhat rehberimizin yapmış olduğu açıklama bizi üzdü. Kudüs ve Ürdün e seyhatler/turlar  iptal edilmiş gidilmiyordu. Buna çok ama çook üzüldük. O gün bütün gün herşey dahil otelimizin havuz başında kendimizği oyaladık.

Otel 4 yıldız, herşey dahil konsepti. Bizim hoşumuza gitti ama bazı Alman turistler hiçde memnun değildiler. Madem buraya geldik bari buraları gezelim bakalım neler var neler çok diye ertesi gün şehir turuna katıldık.

Araplar yine aynı her yerde satıçılar insanların üzerine çıkacak gibiler. İllede birşeyelr satmak istiyorlar ve tabiki müthiş kazıkasyon :) yani milleti kazıklamaktalar. 1 liralık şeyi size 10 liraya satmaya kalkıyorlar. Ayrıca şehir okadar eski olmadığı halde bayağı kirli. Hertaraf nasılsa pisliklerle dolu. İlngç yani. İslam ülkelerinden birindeyiz. Oysa dinen hergün 5 kere yıkanmaları gerekiyor, abdest almaları yani. Ama bunlar onbeş kere de abdest alsalar heralde bu pislikleri bitmiycekç
Ve çok ilginçki heryerde şarkı dinler gibi kur an dinliyorlar. Sesi sonuna kadar açıllmiş kur an her yerde. Taksi sinden tut, dükkanlar cafeteryalar. Çok tuhafımıza geldi. Oysa Türk milleti Kur an okunduğu zaman hiç bir işyapmaz sadece kur an dinler ve ona konsentre olur. Anlasın anlamasın saygı gösterir. Arablar öyle değil malesef.

Sharm El Shake de gezilecek yerlerin başında Ortodox klisesi geliyor. Bütün turistler oraya gidiyor ve ziyaret ediyor. İçerside çok güzel. Yağlı boya hertarafta ve çok ilginç bir yer.













Old Market dedikleri şehir merkezide oldukca ilginç Geniş bir alandaki pazar yeri. Çok büyük bir cami yaptırılmiş. Oldukça güzel bir yapı. 3 katlı falan. Gelen turistleri gezdiriyorlar içini. Ve tüm dükkanlar turist bekliyor. Bazı olaylardan dolayı Sharem El Shake e turistler gelmemekte. Genelde Rus ve Ukrayna lılar geliyormuş, artık onlarda gelmiyor. Arab ülkelerinin turismden geçindiklerini hatırlayınca bayağı üzgün bir tablo ile karşı karşıyayız. Old Market te gidebileceğiniz yerlerden cami arkasındaki küçük pazar yeri. Orada dağın üstüne kademe kademe yapılan cafeler çok güzel. Hem manzara açısından hemde atmosför çok güzel. Yukarı çıkıp bir kahve içmenizi öneririz.



Old Market turumuz rehberimzin bizi bir dükkana götürmesiyle noktalandı. Tabi turist bekleyen dükkanları gezmek ve bişeyler satın almak onların arzuları. İsteyen alış veriş yapabilir, zorlama yok . 
Ve oradan Naama Bay a gittik. Hava kararmış artık gece hayatı başlamıştı. İlk önce Hard Rock kafeye gittik. Ve ordan dışarda gezdik. Kocaman alış veriş sokağı birçok dükkanlarla dolu ve çok sayıda cafeler, restorantlar mevcut. Sharm El Shake in Las Vegas ı da diyorlar bu eğlence sokağına. Ama yine turist eksik, Kalabalık değil, sakin yani turist yok. Oysa güvenlik gerçekten üst düzeyde. 

Güvenlik deyince hemen belirtmek lazım. Heryer de polis var. Turizm Polisi diyorlar ve kendinizi ehemniyette hissedebilirsiniz. Öyle anlatıldığı gibi terör falan yok. Çok güvenceli yer. Tabi bu konuda yüzde yüz birşiey diyemeyiz. Dünya nın her yerinde olabilir şeyler buradada olabilir. Yaklaşık 500 km uzakta Kahire..

KAHİRE....

Rehberimizden edindiğimiz bilgi bizi üzmüştü ve Kudüs e gitmek artık hayal oldu diye Kahire ye gitmek için tur a katıldık. Sharm El Shake hava alanından Kahireye sabah erkenden gidiş ve akşam dönüş. Tur içeriği Kahire müzesi, piramitler ve şehir turu ile öğle yemeği içermesi.

Ertesi gün Kahireye ucacağımız içn akşam hotelin etrafında bir gezelim dedik. Bir kaç dükkan son ses arab müziğini açmış dikkat çekiyorlardı. Oraya gittk. Bir rus yasızılarıyla dolu vitirinde Sinai yarım adası haritası ve geizlcek yerlerin resimleriyle yazılar vardı. 

Dükkan daki çocuğa sorduk Kudüs e tur düzenliyorlarmı diye. Evet dedi ve buna çok sevindik. Yanlız Rus larla beraber gidilecek ve herşey Rusca olduğunu ama rehberlerin İnglizce bilgi verdiğinide açıkladı. Hemen orada onayladık turumuzu. Cuma günü gidilcekti. Tabi önce Kahire...


Sabah erken saatlerde hotelimizin önünden bizi aldılar ve hava alanına geldikç Sabah 6 da kalkacak olan ucak saat 9 da kalktı. 2 pırpırlı bir uçak ile sanki otobüsteymişiz gibi uçtuk. Hosteslerde maşallah milattan kalma emekliler. Bir saat uçuş sonrası Kahire ye indik. Otobüslerle Kahire Müze sine gittikç Şehir felaket pislik içinde, trafik ondanda beter 2 şeritli yol 5 şerit olmuş Rehberimizin söylediğine göre 23 milyon luk şehir Afrika kıtasının en büyük şehri. Ve şehirde 5 milyon dan fazla araç mevcut. 


Mısır ın en ünlü yapıtları tabiki piramitler. 
 Piramitler.Dünyanın yedi harikasından biri sayılan Piramit'leri Mısır!a kadar gidip te görmemek olmazdı. Bir insanlık harikasi. Sır küpü. Bünyesinde hala bir sürü bilinmezliği barındıran bu devasa eser başkent Kahire yakınlarındaki Gizeh platosu üzerine kurulmuş. 
Yönümüzü artık pramitlere çevirdik. Yerleşim ne yazık ki gizeh platosuna kadar sokulmuş. Ülkeyi yönetetenler onlarca sene piramitleri karşıdan gören otel yapımına izin verdikleri için zaman gelmiş gecekondular da onları sarmış. Yani beceriksiz, öngörüsüz yöneticiler sayesinde Piramitler kapitalizme, en azında çevre olarak yenik düşmüş. Aradaki, yükseklik farkından dolayı, güvenlikten gecene kadar ancak O muhteşem Keops pramidinin ancan yarı sından yukarısını fark ediyorsunuz. Sonrasında alana ulaşıp oturduğu tabandan itibaren gördüğünüzde azameti fark etmemek mümkün değil. Adeta büyülüyor.
Öyle anlatıldığı gibi çölün ortasına kumların içine yerletirilmiş falan değil. Bir kez yerin zemin olarak özel seçildiği belli. Zira taban kayalık. Her açıdan bir mathematik , mühendislik başarı olduğu bir gerçek.Kim inşaa etmiş olursa olsun bu kadar çok bir ağırlığın altında bunca sene zemin de olmayan bir çökme ve piramitte oluşmamış bir bozulma sonsuza yapılan bir yatırımın iyi hesaplanmış olduğu gerçeği demek. Hani bu nun yapımı ile ileri sürülen tezler okumuş duymuşsunuzdur belki, ya taşlar rampa kurularak zirveye kadar taşınılmış veya hafif eğimli basamaklardan çekilerek yükseltilmiş falan. Basamakların genişliği , o kadar çalışanın dolaşmasına ve aynı anda taşların çekilmesine imkan verecek nitelikte değil. Neyse bunlar bana ait gözlemler. Çevrede Piramitler dışında zaman yenik düşmüş tapınak kalıntıları sütunlar falan mevcut . Bu plato sanki, toplantı kültü, bir ayin sahası, dua alanı gibi. Hele 150 metre yükseklikte, binlerce ton ağırlığındaki bir kaya kütlesinin, bir sünger parçası gibi dolaşabieceğini iddia etmek ??
Ya Sfenks, işte o görünürlerde yok. Ortalarda yok. Vaktiyle Nil'in önünden aktığı güzellik, vadinin epeyce aşşağısında. Siz bakmayın piramitlerle sfenksi aynı karede fotograflayıp aynı düzlemde içim gibi gösteren foto hilesine. Yok öyle bir şey O piramitlerden uzak ve kendi başına bir güzellik. Şu an Nil nehrinin ne kendisi nede bir kolu kanalı yok . Susuz bırakmışlar onu.Zaman içinde nehir yatağını değiştirmiş olmalı. Uyuyan kahin – Edgar Cayce- Hollanda asıllı Amerikalı öngörücü. Bir çok öngörüsünün gerçekleştiği söylense de, Sfenks ile piramitler arasında bir yol olduğu ve burada insanlığın sırrının saklandığını belirtir. Bu yol bulunamadı. Bulundu da açıklamadımı? Bilemiyoruz. Sfenk farklı bir yapı ve pimaitlerle ilgili olmamalı. Önündeki giriş kapısındaki taşlar tonaj olarak piramitlerdekinden çok daha ağır olmalı. Sözde, İskender'in gelip gemiden inerek kapıya yöneldiği liman rampası korunmuş. Bana pek inadırıcı gelmedi. 
Sonuç olarak doyurucu bir gezi oldu.Bir isteğimi daha gerçekleştirmiş olmamınn mutluluğunu yaşadım.





Kahire Müze si sonrası öğle yemeği yedikten sonra piramitleri ziyaret ettik. Tabiki orada da bir dükkana götürüldük. Arzu eden birşeyler satın aldılar. Ve akşam hava alanına geldik. Tüm tur boyunca yanımızda silahlı güvenlik  vardı. Şehir korkunç trafikle iç içe. Felaket ve gün boyu şehir üzerinde sis vardı. Bizim sabah geç uçmamızın sebebi olarak ta çöl fırtınası var dediler. Gerçekten de göz gözü görmüyor neredeyse..

Ve yine Sharm El Shake de gezilecek yerlere gittik. Naama bay sahil indeki halk plajına gittik. Çevrede gezilecek yerlerden Tiran Adası nı öneriyorlar. El Fanar Beach varmış. Birde dalgıç yapmak çok sevilen yerler. Her yerde denize dalabilirsiniz ve muhteşem su altı dünyasını görebilirsiniz. Tabi daha faylasını isterseniz dalgıç turlarına katılabilirsiniz. Bizim öyle bir arzumuz olmadığından gerek duymadık. 

Aslında Sharem El Shake e gelen çoğu turist herşey dahil konzeptiyle hiç hotelden çıkmıyorlar. Avrupa da kış yaşanırken onlar havuz yada deniz kıyısında güneşleniyor ve kış ortasında güneşin tadını çıkarıyorlar. 

KUDUS

Ve akşam saat 9 da bizi otobüs aldı ve yola çıktık. Otobüs sırf  Rus larla doluydu tek yabancı biz idik. Rehber arada bir bizim anlamamız için İnglizce duyurular yapıyordu. Yine otobüsümüzde silahlı bir güvenlik vardı. Yol boyunca her 20 kilometrede polis kontrolu gerçekleşiyordu. Köpekler otobüs etrafında geziyor kimi zaman kimlik kontrollu yapılıyordu. Akaba körfesi boyunca uzanan virajlı yollardan sonra gece 12 de İsrail sınırına geldik. 3 kontol noktasından geçtik. Sınıra kadar gelen otobüs ve rehber bizi terk etti. Sınır ötesi başka bir otobüs ile devam edeceğimiz söylendi. 

İsrail sınır polisi gerçekten bize yoğun bir işöence yaptı. Neden Almanya daymış, niye alman vatandaşı olmuşuz niye ruslarla gidiyormuşuz gibi birçok saçma sapan sorular sordular. Gerçektende orada herşeyi bırakıp gidesi geliyor insanın ama dayandık napalım...

Sabah 4 de sınırı terk ettik ve otobüsle ilk önce Lut Gölü da denilen ölü denize geldik. Sabah saat 9-10 falan olmuştu. 2 saat kadar gölde kaltık. Çoğu kişi suda yüzdüler. Etrafda dev hoteller inşa etmiş yahudiler. Spa hotelleri ve cild hastalıklarına iyi geldiği için her taraf hotel dolmuş. Gerçi okadar fazla turist yoktu. 

Ölü Deniz den sonra Kudüs e yola devam ettik. Yolda Ürdün sınırında bulunan peygamberin suda yıkandığı bir yere geldik. Dere karşısı Ürdün müş ve orada bir manastır bulunuyor. Manatstıra gidemedik ama suda ayaklarımızı falan yıkadık. Burası çok ünlü bir yermiş. Burada ortodoxlar günahlarından arınıyorlarmış. Suya giriyorlar ve yıkanıyorlar, günahlarından arınmış oluyorlar. Ayaklarını sokan, yüzünü yıkayan ve hatta yanında getirdikleri tşörtleri suya sokup çıkaran, yıkayan ne ararsan var. Bayağı bir kalabalık. Ve İsrail askerleri nöbetteler. Buraya gelenler genelde hacı oluyormuş galiba. Eh bizde artık hacı sayılırız. Dünya nın her yerinden gelen insanlarla karşılaştık. Avustralya genç yahudiler 2 otobüs gelmişler. Ve oradan ayrıldık...



Kudüs e geldiğimizde uzaktan El Aksa camisinin altın kuppesi görünüyordu. Çok heyecanlamıştık. Şehir güzel bir şehir. Tepelerin üzerine kurulmuş bir yer. Hep dağlık tepelik, inişli çıkışlı bir şehir. İstanbul u andırıyordu sanki.
Önce Yahudi lerin bölgesinden geçtik. Etraf gerçekten çok güzel ve tertemiz. Dev bloklar yapılmış şahane evler çevrede. Sonra Hiristiyanların olduğu bölgeye geldik. Resim hemen değişti. Okadar bakımlı ve hoş durmayan evler, ortalık eh diyecek şekilde. Ve Müslüman ların oturduğu bölgeye geldik. Ne yazıkki Arab ülkelerindeki pislikle karşılaştık. Yıkık dökük evler, sokaklarda pislikler, Çocukların üstü başı kirli, Aradaki fark hemen görülüyordu. 


İsa nın doğum yerinden çardağa gerildikten sonra getirdikleri yere kadar her yerleri gezdik. Doğum yerini ortodoxlar öperek dileklerde bulundular. Öldüğü yere de yanlarındaki giyim parçalarını sürttüler ve o yeri öptüler. Tüğler ürpertici ortam yaşanıyor o dev kılısenin içinde. 

Burayı da ziyaret eden hacı oluyormuş. Bizde böylelikle hacı olduk. Kudüs ün eski şehirinde sanki zaman durmuş gibi. Herşey yüzyıllar öncesindeymiş gibi. Bu atmosföri yaşamak çok güzel bir duygu. O daracık sokaklar burham burham eski günleri anımsatıyor. 

Turumuza Yahudiler için en önemli olan bölgeye geliyoruz. Kıyamet kilisesinin hemen yakından bulunan ve yahudilerin ağlama duvarı dedikleri yere daracık sokaklardan ilerleyerek gidiyoruz. 
Kocaman bir meydana geliyor ve karşımızda dev duvarı görüyoruz. Ağlama duvarı kadın ve erkekler olarak ikiye bölünmüş. Bir tarafta kadınlar diğer tarafta erkekler dua ediyor. Etraf sivil polislerle dolu. Ortamı gözlemlemelerinden belli oluyor. Tabi resmi polislerde çok sayıda.


Ağlama duvarı gerçekten çok ilginç biyer. Yahudilerin çeşitli kıyafetlerle ibadet ettikleri yer. Kitaplarını okuyarak duvara karşı ağlıyor gibi yada gerçekten ağlıyorlar.Resim çekmek yasak olduğunu defalarca sivil polisler söylesede kimse aldırmıyor. Bol bol resim çekenler var bizim gibi. 

Old City yani Eski Şehir dedikleri yerdeki tabelalar hep 3 dilde yazılmış. İngilizçe, Arabca ve İbranice. Hem çoğu ingilizce konuşuyor sorarsınız. Hepimizin bildiği gibi çatışma ve din karmaşıklığının hiç eksik olmadığı bir kutsal bölge burası. Uğruna çok kan dökülmüş çok el değiştirmiş, defalarca yakılıp yıkılmış olan Kudüs, bugün UNESCO dünya mirası listesinde. Bundan dolayı hemen her noktada polis var. Pasaport ve  nüfus cüzdanınız hep yanınızda olsun.

Malesef müslümanların camilerini gezemedik. Amerika nın Kudüs ü İsrail in başkenti olarak kabul etmesinden dolayı ortalık karışmış. Birçok müslümanlar olayı Kudüs sokaklarında protosto ediyorlarmış diye haberlerde hep yer aldı. Gerçi biz hiç protosto eden falan görmedik. Yani hiç bir olaya raslamadık Kudüs sokaklarında. Hatta Old City de gezerken birkaç Türk grublarına rasladık. Anlatıyorlardı Osmanlı falan filan diye. Ama protosto edenlere hiç raslamadık. Mescidi Aksa nın kapalı olduğunu söylediler. Askerler kimseyi içeri almıyor falan dediler. Gidemedik ve bizide götüren olmadı. 

Malesef o kutsal camileri gezme imkanımız yoktu. Sadece Yahudilerin Ağlama duvarlarının üst kısmında altın kaplama kupbeyi görüyorduk. 

Sharm El Shake e geri döndüğümüzde yine birkaç yerleri gezdik şehir içinde. 


Sonuç olarak Sharm El Shake e dalgıç olarak gitmiyorsanız boşuna gimeyin diye düşünüyorum. Yada giderseniz mutlaka ya Ürdün deki Petra kalıntılarına yada Kudüs e gidiniz. Günü birlik yada bir gece konaklamalı. Başka türlü Sharm El Shake e gitmek belki sadece relax için olabilir. Hotel den çıkmadan ve sahil de güneşlenerek. Çünki sahil okadar harika değil kayalık, taşlık. Bazı özel plajlar kumsal. 














Ordaydım Hindistan

Ordaydım... Bu seferki yolumuz Hindistan. Çok göremek isteğim bir ülke değil aslında ama o Taj Mahal ı illede görmek istiyordum. Bu sefer ...