7 Ağustos 2017 Pazartesi

Ordaydım.... Dubai.....

Ordaydım

Dubai...

Son yıllarda birden büyüyen ve dünya da büyüyüşünü herkezin merakla izlediği şehirlerden olan Dubai görmeye değermiş diyorlar....

Ben şahsen Dubai a gidişimin sebebi insan eliyle yapılan en yüksek binayı görmekti. Yüzyılalrca kalacakmı kalmayacakmı bilemeyiz ama yinede görmeye değer yani. Belki Mısırdaki piramitler gibi binlerce yıl ayakta kalamaz diye düşünüyorum...

Her blog ta olduğu gibi burada da İngilizce konuşmanın önemini vurgulamadan geçemiyceğim. Mutlaka İngilizçe öğrenmelisiniz, konuşmalısınız. En azından derdinizi anlata bilecek kadar İngilizceniz olmalı. İllede gramatikli öğrenmenize gerek yok sanıyorum. Günlük ihtiyaçlarınızı gidermeniz yeterli olur...


Gelelim Dubai a. Lüksün tavan yaptığı ve ilk başta sadece paralıları kabul etmekte olan bir ülke. Aslında tarihe bakınca Arab Emirat ları çok fakir insanlardı, çalışarak çabalıyarak değil çölün altındaki petrol sayesinde zengin oldular. Devlet her doğan kişiye otomatikman 2 bin dolar aylık bağlıyormuş ve evlenirken bir villa ile tüm düğün masraflarını karşılıyormuş. Zaten zenginliğin içine doğan için para pul hiçte önemli değil, paralar petrol sayesinde kendiliğinden gümbür gümbür akıyor.



Görkemli gök delenleri 7 yıldızlı hotelleri, yapay adalarıyla birden dünya gündemine oturdu Dubai. Adamlarda para var tabi. Dünyanın en yüksek gökdeleni şu an kendilerinde. ''En'' leri sevenlerin ülkesi. En yüksek binalar, en lüks hoteller evler, en pahalı arabalar, en büyük Avm.ler vs. onlarda.
Üretim ? üretim diye birşey yok sadece tüketim var, alım gücü var alıyorlar ve tüketmiyorlar.. Evet yanlış okumadınız tüketmiyorlar. Aldıkları hangi birini tüketsinler. Ama tüketmediklerini kimseyede vermek istemiyorlar, vermiyorlar....


O görkemli şehirde gezmek güzeldir tabiki. Görmek lazım o ''en''leri ve sonra da şöyle Dubai ın arka sokaklarına bakmak lazım.

Beni en çok etkiliyen devasal yapılar değil o arka sokaklardakiler ilgilendirdi. Görüşmüş olduğum birçok kişiler Asya nın fakir ülkelerinden gelenler. Çok düşük üçrete çalışmaktalar. 


Gece gündüz demiyorlar çalışıyorlar. 



Özellikle yaz aylarında sıcaklığın gölgede 48 ile 50 den fazla olduğu zamanlarda o devasal yapıların inşaatlarında çalışan asyalı işçilere acımamak elde değil. Birde güvenlikte çalışanlar,  dev alışveriş merkezlerinde, dev binaların önünde, parklarda, bahçelerde ve özel evlerde çalışan güvenlik görevlileri. Açık alan, sokak  ve bahçe temizleyiçileri.
Ve tabiki dünyanın büyük metropollerinde olduğu gibi Pakistan lı, Hindistan lı Dubai daki taksi şöförleri. 


Sıcaktan kendilerini herhangi bir alışveriş merkezindeki alanlara yada kapalı otopark yada camilerin bahçelerindeki kapalı taş yerlere atan işçiler. 

Ne yazıkki ben çalışan bir arab görmedim, heralde hiç görmiyeceğim. O şahşahlı en luks hotellerde bilene Asya lılar, Afrikalı siyahımsı insanlar çalışmakta. 

Garsonundan tut, ahçısına, temizleyicisine artık aklınıza ne gelirse hep yabancılar yapıyor. Yerlilerde keyf sürdürüyor. Bazen kendime sormadan edemedim ''Ben Neredeyim'' diye. Sanki Asya da yada Afrika da bir ülkedeymişim gibime geldi hep. Arada bir beyaz uzun elbiseleri, simsiyah pecelelrin altında on kilo boyalı gözlerle etrafı dikizliyen yerlil  bayan arabları görmesem kendimi Dubai da sannetmiyeceğim.


Gezilecekler yerler başında zaten hemen Burj El Arab geliyor. Dubai Marina da o görkemli 7 yıldızlı hotel i sollamış gibi yani. Basra Körfezi nde deniz doldurarak inşa edilen Jebel Ali Palmiye ve palmiyenin ucundaki Atlantik hoteli ile su parkı. Cumeyra Palmiye ve Dünya Adaları da gezilecek yerlerden. Tabiki dünyanın en yüksek binası burj Khalifa ve etrındaki su dansları yapan fonteynler ile dünyanın en büyük Avm si Dubai Mall da alışveriş ve tabiki çöl de safari turu unutulmamalı. 


Burj El Arab Yelken şeklindeki 7 yıldızlı ultra lüks oteli sanırım artık tanımamak mümkün değil. Dubai denilince ilk akla gelen bu hotel birçok lux araçların plakalarına bilene  işlenmiş. 1999 yılından beri dünyanın ünlü yerleriyle aynı şöhrete sahip. İngilterenin Big Ben i, Fransa nın Eyfel Kulesi, İzmir in Saat Kulesi gibi kısa ömürlü olmasına rağmen tüm dünya da tanınmış bir yapı.
7 yıldızlı dünyanın en görkemli hoteli görkemli yapısı ve yüksekliği, post modern mimarisi ile zenginlik anlamını yeniden tanımlıyor. 


Çok zengin değilseniz ve fazla paranız yoksa bu hotel de kalmak sadece bir rüya olur. Çünki rakamlar oldukça uçuyor. Bir geceliği 3 bin dolardan başlayıp 20 bin dolara kadar çıkabiliyor. 
Sıradan biri olanlar için ve turistlerin genelde tercih ettikleri hotelde bir kahve içmek oluyor. 


Her turist e olduğu gibi bize de şehir turu düzenleyen Red Bus otobüs şirketi 110 Dolar karşılığında  Burj El Arab da Cappucino içme imkanı sundu. Cappucino kaymağın üstüne altın tozu serpiyorlarmış. Önemli olan hotele girmek ve sadece içini görmek. Ben şahsen gerek görmedim. 
Diğer turistler gibi otel arkamda selfi çekmekle ''ordaydım'' diyerek yetindim. 


Dubai da ulaşım çok güzel. Gideceğiniz yere taksi ile ucuza gidebilirsinz. Hatta sadece bayanlara özel pembe renginde taksiler mevcut. Bir bayan taksi çağırdığnda bayan şöför istiyormu diye soruluyor. Ve size özel bir bayan taksi şöförü geliyor. Bu bir ayrımcılık değil, bayanların kendilerini emniyette hissetmeleri için olduğu söyleniyor.  Hatta birçok tren istasyonalrında bayanlara özel bekleme alanları ve vagonları mevcut. Artık bunları din gereğimi yoksa gerçekten bayanların kendilerini emniyette hissetmeleri içinmi yapılmış bilmiyorum.


 Otobüsler de çok güzel ama her zaman ve her yere işlemiyor. Hatta otobüs durakları kapalı ve klimalı. Burada yayımlayamadığım diğer resimler için lütfne tıklayın: https://www.facebook.com/yasartan1/media_set?set=a.10150274395964090.355141.809604089&type=3



 
Sürmeli kapıdan bekleme yerine giriyor ve klimalı plastik şeffaf olan yerde otobüsünüzü bekliyorsunuz. Sadece otobüs beklemek için değil çoğu zaman insanlar otobüs bekleme kulubelerine serinlenmeye dinlenmeye giriyorlar. 

Sıcaklığın tavan yaptığı aylarda gündüzleri şehir çok kalabalık değil. Turist ve işçilerden başka yerlileri göremessiniz. Çoğu turistlerde alışveriş merkezlerinde serinlenirken alışverişlerini gerçekleştiriyorlar.    


Atlantik 
Şu meşhur palmiye nin tam ucundaki 5 yıldızlı otel. Burasıda pahalı olmasına pahalı ama o yelken kadar değil. Burada ayrıca dev olmasada küçük dükkanlarla dolu alışveriş merkezi, dev su parkı var. Otel de kalmasanızda su parkına girebiliyorsunuz. İçersinde büyük bir akvaryum mevcut. Otelin her iki tarafı sahil. Müşterileri için kumlu plajı var. Buraya ulaşmak çok harika. Metro ile ana karadan ulaşıyorsunuz. Gidiş geliş yoluyla Dubai Marina nın muhteşem (skyline) görüyorsunuz.

 
Ben şahsen bu treni birkaç defa kullandım. Palmiye nin gövdesinden giden yüksek tren yolundan aynı zamanda palmiye yi birer birer göre biliyorsunuz. Her iki tarafı deniz e sıfır muhteşem palmiyeli villalar sıra sıra dizilmişler. Bir seferinde o sokaklardan birine girmek istemiştim kapıdakı bekçi bırakmadı. Sadece oturanların ve misafirlerinin sokağa girebileceğini söyledi. 


Dünya nın en zenginlerinin vilları burada olduğunu bilmeyen yoktur.  Sadece zenginler değil tabiki ünlü sanatçılar, artistler, mankenler politikacılar falan burada ev sahibiymişler. 


Çoğu zenginler sahip oldukları villaları senede sadece birkaç günlüğüne kullanıyorlarmış 


Ve bu villalar yıl boyunca turistlere yada başka zenginlere kiralanıyormuş. Biraz fazla parasnız varsa buradan bir villa kiralaya bilirsiniz. Tam palmiye de oturmak bir ayrıcalıkmış. 


Dubai da inşaatlar bitmek tükenmek bilmiyor. Kentin her yerinde olduğu gibi bu palmiye de de inşaatlar devam ediyor. Tren ile geçerken sadece o muhteşem villaları ve deniz i görmüyorsunuz. O sıcağın altında inşaat ta çalışan zavallı asya lı ameleleri de görüyorsunuz. 

Bir mimar arkadaşım Dubai ın mimarların oyun alanı olduğunu söylüyordu. Burada okadar yüksek ve çılgın binalar varki, sanki küçük çocuklar kumda oynarmış gibi Dubai da mimarlar da oynuyorlar. 

 

Dubai Marina mutlaka görülmeli. Gerçi hiç bitmeyen inşaatlar geceleri sürmesede o görkemli marina malesef eski halinden daha berbat olmuş. Her yerde vinçler var. 


 Yıllar önce gittiğimda daha güzeldi. Yat limanında milyonluk yatlar, kafeteryalar da Arablar ve seçkin turistlerle doluydu. Şimdi ipini koparan buralara gelmiş. Okadar çok bina yan yana yapılmışki insan bunalım geçiriyor. Bir gök delen bitmeden ötekinin insaatı başlamış oluyor ve bir öncekinden daha yükseklere fırlıyor. 

 

Ve o Marina nın yüksek gök delenlerinin sahili de muhteşem bir görünüm sergiliyor. Özellikle sahilde siz güneşlenirken sandal yada herhangi bir deniz aracıyla uzaktan harika görünüyor.  Sahil de isterseniz tabiki deve lerlede gezebilirsiniz. 


 Ama malesef unutmayın inşaatlar sahilde de tüm hızıyla devam ediyor.



Ve gelelim dünya nın en yüksek binasına. Burj Khalifa 
2011 de 828 metre ve 163 kat ile dünya nın en yüksek binası olma ünvanını almış. Adı önce Burç Dubai olan gökdelen sonra Burj Khalifa olarak isim değiştirdi. 



Dubai da gezilecek yerlerin başında geliyor. Ve ben yine yapısında  onlarca çalışan Asya ve Afrika kökenlileri düşünüyorum. Edindiğim bilgiye göre 2004 yılında inşaatın başlamasıyla 2011 açılış tarihine kadar onlarça işçi hayatını kaybetmiş ve Arab devleti ölenlerin ailelerine falan sahip çıkmamış. 


Dubai a gidilirde o yüksek binaya çıkılmazmı? tabiki çıkılır. Öncelikle ya internet üzerinden yada biraz fazla üçret ödeyerek biletinizi ayırtmanız gerek. Bilet satışı binaın altındaki/yanındaki Dubai Mall alışveriş merkesinde gerçekleşiyor. 


Seyir teraslarının ilki 124. katta yer alıyor ve 452 metre yükseklikteki ''At the Top'' terası oluyor. Orya çıkmak isterseniz üçret yüksek.  


İkinci seyir terası ise 148. katta yer alan 555 metre yükseklikteki ''At the Top Sky'' terası. İster birinci ister ikinci terasa çıkın fark etmez. Önemli olan Dubai i kuş bakışı seyretmeniz.


 Ben şahsen akşam üstü çıktım ve hem gün ışığı ile hem de akşam şehrin ışıklerı yandığını gördüm. Dehşet bir ışık deniiz sizi bekliyor. Uzun kuyrukların oluştuğu Burj Khalifa ya bir an önce biletinizi almanızı yada ayırtmanızı tavsiye ederim. 


Üçreti biraz pahalı olsada mutlaka Dubai seyhatinizde yapmanız gerekiyor. Şayet size pahalı gelirse ozaman 123. kattaki Atmosfer bar a gidebilir ve orada birşeyler yiyer içersiniz.  


Tepeye çıkmadan önce dev ekranda Burj Khalifa nın dünya daki diğer şehirlerde olsa nasıl görünümü gösteriliyor. Mesela İstanbulda olsa nasıl bir görüntü olurdu diye merak edenlere. 


Artık üçreti biletten daha az olur diye düşünürseniz yanılıyorsunuzdur kesin. 


Asansor harika rakamları takip ederken 0.dan 124 veya 148 e hemen ulaşıyor. Uzun sürer falan diye düşünceniz olmasın. 


Ve 124. kattan Dubai ı seyrediyoruz. Görüntü muhteşem. Kendimizi kuş gibi hissediyoruz. İlk baştan camlara yaklaşmaktan çekinsede insanlar zamanla cama iyice yaklaşıyorlar ve aşağıdaki manzarayı seyrediyorlar. 


Aşağıdakiler daha da küçülmeye başlıyor gözümüzde. Yanındayken dev gibi görüken gökdelenler şimdi karşımızda küçücük kibrit kutusu gibi. 


Yollar sanki ip gibi bir çizgi olarak görünüyor. Deniz uzaklarda olmasına rağmen masmavi rengiyle süsülüyor. 


Terasın kapalı olan bölümünden açık tarafına geçiyorum. Aşağıyı değil daha üstümüzdeki 40 küsürden fazla olan katlara bakıyorum. 


İnanılır gibi değil. Yüzlerce metre yükseklerdeyiz. İnsan oğlunun kendi yapmış olduğu dünyanın en yüksek binasındayız. 124. kattan yukarı doğru bakıyoruz. 


Seyir terasında tabiki satışlarda var. Tişort gibi ıvır zıvır satılıyor. Gök delenin minyatur süs eşyalarıda çok güzel. Kimi sarı altın renginde, kimi gümüş renginde, kimi camdan yapılmış. Hepside çok harika. 


Hediyelik eşyaları Dubai in arka sokaklarındaki pazar dan alırsanız daha çok ucuza alırsınız. Burada fiatlar bayağı yüksek. 


Hava karardıktan sonra ışıklar şıkır mıkır tüm şehir yanıp sönüyor. Yukarıda resim çekemedim malesef. Ama aşağı inince acısını çıkardım. 



Geceleyin harika bir görüntüye sahip olan dünaynın en yüksek insan yapımı binası. Taiki etrafıda çok harika. Yapay bir küçük havuz ve su fonteynlerin her akşam yarım saat arayla çeşitli müziklere göre dans etmeleri görmeye değer. Yüzlerce insanlar havuz etrafına toplanıp bu muhteşem gösteriyi izliyorlar. 


Dünya nın her yerinden insanların geldiği Dubai geceleride bir başka oluyor. Hele bu yüksek binanın etrafı cıvıl cıvıl insanlarla dolu. Herkez ayrı bir dilde konuşyor. Dubai Mall dünya nın en büyük alışveriş merkesi gecenin geç saatlerine kadar açık ve dünya nın en önde gelen markalarıyla dolu. 



Dubai da alışveriş yapmak daha ucuz olduğu söyleniyor ben fazla alışveriş meraklısı olmadığım için bilemiycem. Marka hastası değilim sıradan bir pazar dan da alış veriş yaparım pahalı bir dükkan dan marka da alırım. O anki ruh halime bağlı. Dubai daki bazı alışveriş yapılacak yerler şöyle sıraladım. Tabiki hepsinede gittim ve gördüm baktım çünki ''Ordaydım'' 


Dubai Mall hemen Burj Khalife nin orada dev alışveriş merkezi, içinde dev bir akvaryum bulunmakta ve binlerçe canlı balık türleri yaşamakta. Battuta Mall bu alış avm de bizim Maraş Dondurması satılıyor. Tavsiye ederim. Mall of Emirades Alışveriş Merkezi.

Alışveriş merkezlerinin dışında Souk dedikleri bizim bildiğimiz pazar yeride çok güzel gidip görmek lazım ve ozaman kendinisi tam bir oriental arab üleksinde olduğunuzu hissedersiniz. Baharat çarşısı şehrin otantik pazarlarından biri. Deira semtindeki Altın pazarı da çok ünlü ve altın diğer ülkelerden daha ucuz olduğu söyleniyor. 


Dubai da benim için gezileçek yerler iste bukadar falan. yani öyle Dubai kazan ben kepçe olmak istemedim ve zaten olmayada gerek yok yani. 

Dubai da sık sık duyacağınız isimlerden biride Cumeyra. (Jumeira)  Dubai şehrinin sahil şeridi olarak lansa ediliyor. Burj El Arab, Palmiye Adası aynı sahil şeridinde. Birde halka açık plaj var adı cumeyra beach diyorlar. Girişi çok düşük halk plajı. 


Tabi burada herkesi görebilirsiniz. Asyalısından tutunda Filipin lisine kadar bütün halk orada. Jumeire camisi de var. Görmeye değermi bilemiyorum. 


Cumeyra sahiline giren yerel halk ta mevcut. Bazıları bu kara pecelilerin aslında Dubai lı olmadıklarını, başka bir müslüman ülkeden gelen işçilerin eşleri olduğunu falan söylüyorlar. 



Creek denilen yerde küçük sandallarla şehirin etrafındaki kanallarından oluşuyor. Düşük bir üçret ödeyerek karşıya geçiyorsunuz.

Dubai ın Deira semtinde bulunan Crekler su kanalları. Bir taraftan öbür tarafa geçmek için küçük sandallar kullanılıyor. Semt daha çok işçileri barındırıyor. İşçilerin kaldığı semt.


Buralarıda mutlaka gezmeniz gerekiyor. Gerçekten de görmeye değer bir semt. Sokakta yürürken biris gelip size herhangi bir ihtiyacınız varmı diye sorarsa şaşırmayın. Birde Dubai ın öteki yüzünü görün. Uyuşturucusundan seks tüccarlığına kadar herşeyi burada bulabilirsiniz. 


Toplu halde bu güzel sandalla genelde Asya lı işçilerle beraber karşı tarafa gecebilirsiniz. 
Şöyle bir etrafınıza bakın ve nerde olduğunuzu anımsamaya çalışınız. 


Burada Dubai ın en ünlü pazarlarından olan Souq (suk) a geliyorsunuz. Kapalı çarşıyı andıran bu pazar yerinde altın çok ucuz diyorlar. Tabi satıcıların çoğu Asya lılar. 


Gerçi burada o büyük dev Alışveriş merkezlerinde alacağınız çoğu şeyi bulabilirsiniz hemde çok ucuz fiata. Mesela o Burj Khalife deki 124. katta satışa sunulan hediyelik minyatür kule yi burada yarı fiata alabilirsiniz. Sonuçta hepside Cin malı. 


Dubai a gitmişken buralarada gitmelisiniz, görmelisiniz. 

 Ve tabiki Dubai Museum a yakın oluyorsunuz. Oralara gitmişken ve müze merakınız varsa hemen giderebilirsiniz. 



Dubai Müzesi çok güzel. 


Dış görünümü şahane ben çok beğendim. Müze ye girdiğinizde kendinizi bir müze de sannetmiyorsunuz. Sanki o anı yaşıyorsunuz. 


Müze nin yer üstündeki yaşam tarzını gezdikten sonra müze nin altına iniyorsunuz ve orada herşey başlıyor. Dev ekranda eski Dubai balıkçılarının yaşantıları gösteriliyor. 


Eski Dubai lıların günlük yaşantıları lanse edilmiş.


Bayanların, bayların nasıl çalışıp yaşantılarını sürdürdükleri gösteriliyor. 


Kıyafetlerinden tutunda kullandıkları her eşya sanki günümüzdeymiş gibi bire bir büyüklükte yapılmış. Günümüz de aynı kıyafetler ve bayanların takıları mevcüt. 


Zaten Arablar da en çok sevdiğim bu. Okadar zengin oldukları halde kültürlerinden hiç pay vermemişler. Beylerin olduğu gibi bayanlar da o siyah çarşaflarını üstlerinden atmıyorlar. En azından başka bir kültüre özenmiyorlar. Kendi ülkelerinde kendilerini yaşatmaya devam ediyorlar. Arablar oldukları gibi Arab işte. Siyah peçeleriyle milyonlarca paraların içinde yüzüyorlar.  Yüzyıllarca önce nasılsa günümüzde de aynı. İşte bunu seviyorum arablarda dünya da herşeye sahip oldukları halde kimliklerinden, kültürlerinden ödün vermiyorlar. Helal olsun diyorum. 


Dubai da gezilecek yerler iste benim için bukadardı. 

Ve Dubai da göreceğiniz Dubai lilerden fazla Pakistan lı, Hindistan lı, Afganistan lı, Bangladeş li, Filipinli, Kuzey Afrikalı Arablar (Fas, Mısır, Tunus, Libya vs. ) ve Siyahi Afrika lılar. 

Burj Khalife, Burj El Arab, Atlantik (palmiye), Dubai Marina, AVM ler, Souk (pazar ) sahiller, camiler...















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ordaydım Hindistan

Ordaydım... Bu seferki yolumuz Hindistan. Çok göremek isteğim bir ülke değil aslında ama o Taj Mahal ı illede görmek istiyordum. Bu sefer ...